"Kendin icin birini yarat" denseydi ne yapardiniz, nasil birini yaratirdiniz? Sanirim, hemen kusursuz birini yaratmak için ise koyulurdunuz. Çok güzel bir kadin ya da çok yakisikli bir erkek. Gerçekten bu kadar güzel birini ister miydiniz? Kusursuzlugun bir tekdüzelige dönüsmesi çok kolaydir çünkü. Kusurlar bize daima kesfedilecek esrarli bir alan saglarlar, sarildigimiz kusurlu bir vücutta yalnizca bize ait, çekiciligi baskalari tarafindan farkedilemeyecek, yalnizca bizim tarafimizdan sevilebilecek, benimseyip kendimizden bir parça haline getirebilecegimiz birçok ayrinti bulabiliriz. Güzel ve kusursuz bir vücut ise, sadece o vücutla övünen sahibinindir ve bize kesfedilecek özel hiçbir sey birakmaz. Kusursuz bir güzellik bana kalabaliklara açik düzenli bir parki animsatir hep, kusurlarda ise bir ormanin los bir gölgelikle saklanmis esrarengiz cazibesinin bulundugunu sanirim. Yarattiginiza bir heykelin kusursuz güzelligini verdiniz, peki kisiligini nasil yapardiniz, nasil bir karakter verirdiniz ona? Herhalde, eksikleri olmasina tahammül edemez, onu her kosulda davranmasi gerektigi gibi davranan, bilgili, zeki, zarif biri yapardiniz. Böylesine mükemmel olmasinin onun dogalligini bozabilecegini düsünmez miydiniz? Hiç aglamayan, hiç kavga etmeyen, biraz önce söylediginden arsiz bir çocuk gülümsemesiyle vazgeçip tersini söylemeyen, resmi bir davetten çikista sizi bir kuytuluga çekip "öpsene beni" demeyen, "bugün ise gitme kirlara gidelim," diye tutturmayan, kiskançlik krizleri geçirmeyen bir kadin ister miydiniz gerçekten? Hiçbir çeliskisi olmayan, düz, akilli, ani coskulara ya da ani üzüntülere kapilmayan, sizi birdenbire boynunuzdan öpmeyen bir kadinla geçirmek ister miydiniz hayatinizi? Ya da çok akilli, çok kibar, her öneriyi "simdi sirasi degil" diye mantikli bir biçimde cevaplayan, her kaprisinizi hep ayni olgun gülümseyisle karsilayan, öfkelenmeyen, siz manasiz bir kavga çikarmak için istahla kivranirken size o kavgayi bagislamayan, düzeltebileceginiz, elestirebileceginiz hiçbir yani olmayan, hiç tembellik etmeyen, asla annesini özlemis bir çocuk gibi bakmayan bir erkekle olmak ister miydiniz? Ruhunu nasil yapardiniz? Iyi biri olmasini isterdiniz herhalde. Kimse için kötülük düsünmeyen, kiskanmayan, övünmeyen, böbürlenmeyen, simariklik etmeyen, siddet belirtisi göstermeyen, bencillik yapmayan, sizi aldatma ihtimali olmayan, sadik, vefali, yalan söylemeyen, dürüst, saygili, sevgi dolu, masum, bir su gibi berrak ve temiz birini mi isterdiniz? Ister miydiniz gerçekten? Sizi güven ve huzur içinde yasatacak birini mi yaratirdiniz? Eger böyle birini istediginizi, böyle birini yaratacaginizi söylüyorsaniz, size, bugüne dek asik oldugunuz insanlari bir düsünmenizi önerebilirim. Asik olduklarinizdan kaçi masumdu, kaçinin aldatmayacagindan emindiniz, kaçi tam anlamiyla dürüsttü, kaçi bencil degildi, kaçi baskalarina bakmiyordu, kaçinin yaninda huzur kadar huzursuzluk da hissetmediniz? Kötülügü olmayan bir iyilik sıkıcıdır bence. İyiligi olmayan bir kötülügün sıkıcı olmasi gibi. Sanirim, tanriyi muhtesem kilan, onun iyilik ve kötülük arasinda tarafsiz kalmasi, iyiligi yarattigi gibi kötülügü de, kusursuzlugu yaratabildigi gibi kusuru da yaratabilmesidir. Ahmet Altan |