Yılda bir kaç kez Kapalıçarşı ve Mahmutpaşa'ya gitmek, ya da Suadiye'de oturan uzaktan akrabamız Nebahat teyzeleri ziyaret etmek, en büyük şölendi.  Tüm canlılığı ile anımsadıklarım arasında yer alan, çocukluğumun bu keyifli yolculukları, ikimiz için de büyük önem taşırdı.  Annem ertesi gün giyeceklerimizi geceden hazırlar, elbiselerimizi özenle sandalyeye yayardı.  Babamdan para ve izin de alınca, yalnızca sabaha kadar sabırla beklemek kalırdı...  O bitmez gecelerde uyuyamaz, annemi defalarca uyandırırdım.  Annemin, ben hafifçe dokunur dokunmaz doğruluşundan, onun da uyuyamadığını anlardım.  'Vapura, tramvaya bineceğiz, otobüslere yetişmek için koşturacağız, gidip dönebilecek miyiz' endişesi içinde uykusuz kalırdı.  Haklıydı...  İstanbul çok büyük bir kent, gideceğimiz yer evimize çok uzaktı.  Annem genç ve güzeldi.  Ben ise küçüktüm.  Üstelik annem evden sık çıkmadığı için, iyice ürkekti.  Yola çıktığımızda elimi öyle sıkı tutardı ki, eve döndükten sonra bile uzunca zaman, elini elimde hissederdim.

 

3